Sayfalar

26 Ocak 2012 Perşembe

Londra Günlerimiz II

19 Aralık:

Bugün National History Müzesine gidiyoruz. South Kensigton durağına aktarma yaparak gideceğiz. Şükür ki underground kısmı sorunsuz olarak geçti. Müzenin önünde buz pateni pisti var. Ancak buz pateni için biletleri saatler sonrasına veriyorlar. Bu nedenle aktivite için biletleri erkenden almak en kolayı..National History Müzesi bütün müzeler gibi gerçekten çok büyük. Gezilecek çok kat, çok fazla bölüm var. Biz müzeye diğer kapıdan girmişiz en önemli eserleri akşam üzeri gezebildik. Tabi ki bütün gün müze insanı yoruyor. Sabah evden çıkmadan önce sandviç yapmıştık iyiki de yapmışız çünkü sadece bir kafeteryası var ve dışarıda yemek yiyebileceğiniz civar bir yer yok. Ayrıca bu müze içerisinde bir market var. Marketi görünce önce şaşırdık sonra öğrendik ki marketi Kobe depremi esnasında çekilen görüntülerden esinlenip canlandırma yapmışlar. Giderseniz mutlaka marketi bulun. Gerçi biz İstanbullular alışkınız.
Akşam eve gittik yemekten sonra Geleneksel bir ingiliz puba gittik. 400 Yıllık eski bir pub. Noel üzeri olduğu için Carol Singerler geldi. Değişik bir anı oldu bizim için.

20 Aralık:


Bugün British Müzesine gidiyoruz. Müze çok büyük ama öyle böyle değil gerçekten hakkıyla gezmek isterseniz bir kaç gününüzü alır. Müzede Dünyanın her yerinden eserler var. Tabiki bir süre sonra insanın beyni yeni bir şey öğrenmek istemiyor. Yoruluyoruz ama değiyor. 11000 yıllık sevgililer oyması güzeldi. Aşk her zaman aynı.

21 Aralık:


Madam Tussaud ve Londra Kalesi için bilet almıştık İstanbul'dan. Bugün program Madam Tussaud ile başlıyor. Sadece mumyalar var sanıyorduk ama çok başka sürprizlerde var. Vaktiniz varsa Madam Tussaud'a kesinlikle vakit ayırın. Pişman olmazsınız. İki saate yakın vakit geçirdik. Kat kat döne döne aşağı iniyorsunuz ama mutlaka iki kişi gidin yoksa resim çektirmek çok zor oluyor. Mumyalardan sonra korku tüneli başlıyor. Ne kadar korkunç olabilir diyorsunuz ama canlı insanlar habire ordan burdan fırlayıp bağırıyorlar:) İnsan ister istemeden irkiliyor. Sonra bir trene binip eski Londra günlerine yolculuk yapıyorsunuz. Sonra ise 4 boyutlu sinema seyrediyorsunuz. Sadece mumya beklerken 3 farklı aktivite daha vardı. Hoş bir sürpriz oldu.
Daha sonra ise koştur koştur Londra kalesine gidiyoruz. Bileti kombine aldığımız için bir günde iki farklı yer bitireceğiz. ve Birbirine çok yakın değil. Kale kışın saat 4.30da kapanıyor ve Londra'da gezdiğimiz tüm yerler gibi çok büyük bir alanda. Patenle dolaşsak yeridir. Zaten kaleyi önce görünce gözümüz yıldı. Ama bunun da üstesinden geldik evel Allah!
Kalenin içinde binalar ve bölümler var. 16.Yüzyıldaki yangında Londra köprüsü dahil bir çok yer tahrip olmuş çok üzücü. Yeniden yapmışlar bir kısmını. Tarihin kaybolması üzücü. Kalenin içinde taç bölümü var. Kaşıkçı elması büyüklüğünde ya da bana öyle geldi:) pahalı taşlar var. Taçların önünde yürüyen merdiven var. Ben iki kez geçtim bir seferde hepsine bir gönlümce bakamadım. Resim koyamıyorum maalesef çünkü o bölümde fotoğraf çektirmiyorlar. Akşama doğru tükeniyoruz. Bugün de the end

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder